''If you want the rainbow, you have to deal with the rain''
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

16 Kasım 2016 Çarşamba

İzledim: Jealousy Incarnate Yorumu

jealousy incarnate pictures ile ilgili görsel sonucu

3 yıl boyunca aynı iş yerinde çalıştığı, kendinden üst rütbeli Lee Hwa Shin'e platonik olarak aşık olan Pyo Na Ri, bir gün Lee Hwa Shin'in en yakın arkadaşı Go Jung Won ile tanışır ve onunla yeni bir ilişkiye başlar. Bu sırada kıskançlığa kapılıp aslında Pyo Na Ri'ye aşık olduğunu anlayan Lee Hwa Shin, aynı zamanda da erkeklerde bulunması utanç verici olan meme kanserine yakalandığını öğrenir.

Görsel sonucu

Öncelikle bu dizi mükemmel olmasa da, iyisiyle kötüsüyle, 'Bir dizi böyle olur beee!' diyorum..

18-20 yaşlarındaki bebeleri izlemekten çok sıkılmıştım cidden. Gerçek kadın ve erkeklerin olduğu, deneyimli, doğal oyunculukları izleyebildiğimiz gerçek bir diziydi bana kalırsa. Büyük zevk aldım!

Ayrıca malum ben dizlerdeki ufak kıskançlık sahnelerine bayılıyorum. Burda bir dizi dolusu kıskançlık vardı. Yani aşağıda sayacağım her türlü olumsuzluğa rağmen ben diziyi sevdim baştan söyleyeyim^^

Görsel sonucu

Başrolde Lee Hwa Shin rolünde Jo Jung Suk vardı. Daha önce King 2 Hearts'ta da izledim ama Oh My Ghostess ile kalbime taht kurmuştu zaten kendileri. Aynı ordaki gibi başlarda huysuz, sonraları kör kütük aşık olan bir adamı canlandırdı burda da. O büzüşük kaşlarıyla her daim acıklı bir suratı var gibi ve Koreli erkek arasında ufaktan 'çirkin' sınıfına giriyor olsa da bana çok 'erkek erkek' geliyor (dizide bu durumda çok gönderme vardı aslında) ve çok çekiyor beni. 

Ayrıca bir erkek meme kanseri gibi kendince veya Kore halkınca utanç verici bir hastalığa kapılmışken bir kadın ona aşık olabilir mi yada kanser olup ölme riski varken bir kadına aşık olmalı mı gibi yaşadığı ikilemleri o kadar iyi hissettirdi ki... Alkış!!!

Görsel sonucu

Pyo Na Ri rolündeki Gong Hyo Jin ise ennn sevdiğim aktrislerden birisi. İzlemediğim dizisi yok, bayılıyorum!!! Yine o da Jo Jung Suk gibi, aktrisler arasında azıcık çirkin tarafta kalıyor bana kalırsa ama çirkin şansı diyorum (fesatlık ediyorum yaa kadın iyi oyuncu aslında hakkı var) çünkü şimdiye kadarki partnerleri: Gong Yoo, Jang Hyuk, Lee Sun Kyun, Cha Seung Won, So Ji Sub <3<3, Jo In Sung ve Kim Soo Hyun gibi adamlardı. Yani isimsiz hatta az ünlü tek bir kimse bile yok!!!!

Bence Jo Jung Suk nasıl bir kervana katıldığına dikkat etmeli!!! 

Görsel sonucu

Çift olarak offf! Elektrikten kıvılcımlar hatta ateşler uçuştu etrafta! Az ama öz olan öpüşme sahnelerini ayrı olarak görsem 'bu kesin bir tvn yada jtbc dizisi' derdim. Oldukça cesur ve gerçekçi sahneler vardı. Uzun zaman sonra açıp açıp izlemek isteyeceğim tatlı mı tatlı bir çift çıktı karşıma!

Ama bi kaçan kovalanır hikayeleri varı değil mi? Yani Pyo Na Ri 3 yıl boyunca platonik olarak Lee Hwa Shin'i severken adam yüz vermiyo, sonra ne zaman kız ona sırtını dönüyo o zaman değere binip bu sefer adam peşinden koşmaya başlıyo. Sonra adam 'eeeh yeter be' diyip pes ettiği anda yine kız adamın peşine... İkisi de kolay lokma sevmeyen, kovalamaktan hoşlanan tipler belli^^

Görsel sonucu

Yazıma ilk başladığımda da dediğim gibi 30'lu yaşlarındaki oyuncuları izlemek bir başka oluyor cidden. Deneyimlerine mi, olgunluklarına mı yoksa sadece gerçekten iyi oyuncu olduklarına mı vermeli bilmiyorum ama her halleri, o genç oyunculardan (18-20'lerindeki bebekler) kat be kat gerçekçi.

Gong Hyo Jin'in ağlaması, üzgün halleri; Jo Jun Suk'ın sesinin titremesi, çileden çıktığı anlar... Asla güzel, çekici görünmeye çalışmıyolar. Genç oyuncularda sanki sahnenin her anında poz verirmişçesine bir güzel, melekvari çıkma çabası varmış gibi geliyor bana. Ama bunlar çok doğal, güzel çıkmasalar da olur, gerçek bir insan nasılsa öyle olsun... İşte bu durum, diğerlerini izlerken her daim dizi izlediğimin farkında olmamı, bunlarda ise onların hayatını izlediğim hissine kapılmamı sağlıyor.

Uzun oldu ama anladınız siz beni ^-^

Görsel sonucu

Bu mükemmel uyumlu çifte rağmen benim favori karakterim 2. adam Go Kyung Pyo'nun canlandırdığı Go Jung Won oldu. Bütün dizilerde izlediğiniz o mükemmel 2. erkekleri hatırlayın, hani tercih edilmedi diye sinirlendiğiniz, ben olsam onu seçerdim dediğiniz... İşte şimdi hepsinden iyi bir tanesini hayal edin! O adam bu adam!!! Bu adama bayıldım cidden!!! Tek eksiği tutkusuydu sanırım, Kim Hwa Shin'de aşkının tutkusuyla kazandı zaten...

Bu rolü izlerken nedense aklıma hep Choi Siwon geldi. 'Ahhhh canım askerde olmasaydı o da çok yakışırdı bu roleeee' dedim hahaha

Görsel sonucu

Dizi o kadar güzel ve eğlenceli başladı ki anlatamam. İlk 15 bölümü falan soluksuz izledim. Sonra ne ara

ÖNEMLİ SPOİLER

Pyo Na Ri 'ben ikinizi de aynı anda seviyorum' dedi ve 1 kadın 2 erkek aşk hikayesi başladı orda bir öğğğ geldi bana.

İlgili resim

E dolayısıyla en sevmediğim 2 arkadaşın arasına giren kız hikayesi ortaya çıktı. Cidden cidden cidden hiç sevmiyorum bu durumu.

Aslında dizinin tamamındaki

Görsel sonucu

1 erkek 2 kadın (bu şefe ba-yıl-dım)

jealousy incarnate shi cheol ile ilgili görsel sonucu

1 kadın 2 erkek (sağdaki çocuğa çok yazık oldu ama soldakini ben de sevmiştim)

ve

Görsel sonucu

1 kadın 2 erkek hikayelerini hiç sevmedim. 
Ortalık aşk üçgeninden geçilmiyordu...

Görsel sonucu

Hastane sahneleri favorimdi!!! Hem komedi unsuru açısından hem de toplumsal bilinçlenme açısından çok etkiliydi bence. Meme kanseri olduğunu öğrenen bir adamın nasıl dışlandığı, huzursuzluğu, tedavi olmaya bile çekinmesi çok acı bir durum. Bir kadının ona bu konuda destek olup yardım etmesi ise gerçek aşkın başlangıcı işte.

Görsel sonucu

Bu gibi durumları birlikte atlatan insanların bir daha kolay kolay ayrılmayacağına inanıyorum ben şahsen. 

Ayrıca bu dizi sayesinde Kore'de bir erkeğin meme kanseri olduğunu öğrendiğini ve hayatının kurtulduğunu duymuştum. Süper bir şey değil mi??

jealousy incarnate rak pasta ile ilgili görsel sonucu

Birbiriyle kan bağı olmayan insanların bir arada yaşayıp aile olduğu bu eve de bayıldım. Dizide en çok imrendiğim şeydi sanırım. Böyle bir yerde böyle insanlarla birlikte yaşamayı çoook ama çok isterdim.

lee hwa shin and go jun won ile ilgili görsel sonucu

Bu ikiliye de bayıldım! Araları bi ara bozulsa da toparlamayı bildiler. Gerçi Go Jung Won'a yazık oldu ama neyse orayı unutmak istiyorum..

Görsel sonucu

  • Dizi bir kaç bölüm saçmalasa da sonra güzel toparladı, eski temposuna döndü bana kalırsa. 
  • Senaryonun geneli ve oyuncular o kadar iyiydi ki aktı gitti dizi. Daha iyi oyuncular düşünemiyorum.
  • 24 bölüm biraz fazlaydı bu konu için aslında ama o da izletti. 
  • Kötü karakterler, ihanet, arkadan iş çevirme, her an başa gelebilecek felaketler olmayan bir diziyi izlemek ne kadar rahatlatıcıymış unutmuşum^^ 
  • Pyo Na Ri'nin kardeşi ve diğer liselilerin hikayesinden de biraz daha faza bahsedilmesini isterdim, 24 bölüme sığardı yani hahah
  • Hastalık haricinde ortaya çıkan başka sorunlara da rağmen (yazar spoiler vermemek için dişini sıkıyor) ayakta kalan çok güçlü ver gerçekçi bir aşk vardı. Masalsı olmaması çok hoşuma gitti.
  • Dizinin soundtracki bir harika!!! Eski şarkılardan da o kadar güzel faydalanmışlar ki anlatamam. Her biri aç aç dinle yani.
  • 15000. kez tekrar edicem ama Gong Hyo Jn ve jo Jun Suk bir harika!!!


Yani her şeyin özeti, büyük sorunları alt eden bir aşk ve kıskançlık seansları etrafında dönen bir dizi. En başta da söylediğim gibi yazdığım tüm olumsuzluklara rağmen ben diziyi çok sevdim çünkü güzel yanları 10 kat ağır bastı sanırım^^


jealousy incarnate wedding ile ilgili görsel sonucu

Ve dizinin en güzel yanı: sonu!

Telli duvaklı bir finalimiz oldu herkese hayırlı olsun! Düğün şarkısı kesinlikle mükemmeldi ve izlenmeye değer! Diziyi izlemeseniz de ona bir göz atın derim. Zaten Jo Jung suk dizi boyunca birkaç kez sesinin güzelliğini kanıtladı.

Görsel sonucu

EKSTRA: Sanırım 14 yada 15. bölümü sonuydu, inanılmaz bir Pasta dizisi göndermesi var. Benim gibi Pasta'yı çok seviyorsanız benim gibi bayılırsınız bu sahneye. Lee Sun Kyun'un kendi sesinden tutun, restoranda makarna şefi olmasından, japon balığına ve hatta 'yeee şeb' e kadar her ayrıntı şahane bir nostalji yaşattı bana. Pasta severleri direk bekliyorum o sahneye^^

6 Kasım 2016 Pazar

İzledim: Love in the Moonlight Yorumu


Bazı sebeplerden dolayı hayatı boyunca erkek gibi davranmak zorunda kalan Hong Ra On, saraya haremağası olarak satılır ve yine bir erkek olarak sorumsuz ve umursamaz prens Lee Young ile tanışır. 


Bu diziyi ne kadar uzun zamandır ve nasıl sabırsızlıkla beklediğimi anlatamam. Yazılarımı azcık takip edenler Park Bo Gum'un güneş gözlükleriyle dans ettiği o dünya tatlısı fragmanı paylaştığımı görmüşlerdir. İşte ben o fragmanı uzun süre boyunca her gün izledim. Öyle sevdim, öyle heyecanlandım.

Gel gelelim ki 3 günde 1 dizi bitiren ben, bu diziyi 2 haftadır bitiremedim!!!! Akıl alır şey değil! Bu kadar heyecan ve hevesle beklediğim, herkesin ayılıp bayıldığı diziyi ben 2 haftadır bitiremedim. Bitmedi, izleyesim gelmedi yada. Cidden bilmiyorum ne oldu...

Neyse önce kısa kısa yorumlar yapıp sonra dizi hakkında genel fikrimden bahsetmek istiyorum.

love in the moonlight ile ilgili görsel sonucu

Park Bo Gum'a laf edecek yiğit anasının karnından doğmamıştır diye düşünüyorum. Sempatiklikte ve çekicilikte bir dünya markası olmakla beraber son yıllarda meydana çıkmış en GÜZEL adam bence! 93'lü olması aşırı derecede kalbimi kırıyor ve yaşımdan utandığım için maalesef üzülerek 'favori aktörlerim' listesine yerleştiremiyorum. 

Reply serisine hala el atmamış birisi olarak daha önce Hello Monster'da izleyip beğenmiştim Park Bo Gum'ı ama bu diziyle bir nesli peşinden sürükleyecek hale geldi orası ayrı. Acayip de hak etmiş bana kalırsa. Dizi boyunca adam her sahnede kendisini öyle bir izletiyor ki... Gülümsemesi, ağlaması, şaşkınlığı... Her bakışı ayrı bir fotoğraf karesi bana kalırsa.


Hong Ra On rolündeki Kim Yoo Jung'ı ilk defa izledim sanırım. Aşırı tatlı bir kız. Henüz 'bu kıza bayılıyorum' demek için çok erken ama bence. Bir de 99'luymuş. Aşık rollerindeki, öpüşen kız sahnelerindeki başrol olmak için biraz erken olabilir...

Karakteri ise yer yer yetersiz yer yer de anlamsız hareketler yapan bir kız olarak gördüm. Ama tatlı mı? Tatlı!

Görsel sonucu

Favori karakterim kesinlikle Jinyoung'un canlandırdığı Yoon Sug karakteri oldu. Böyle karşılık beklemeden, fedakarlık yaparak ve her şeyden vazgeçmeye hazır olarak seven bir adam bulmak çok zor... Prensten daha çok ilgimi çekti diyebilirim. Jinyoung da yine yeni keşfettiğim, harika olmasa da izlenilebilir oyunculuğa sahip, geleceği parlak bir çocuk bence.



sungkyunkwan scandal geol oh ile ilgili görsel sonucuYine dizinin bombalarından Byung Yeon rolüyle Kwak Dong Yeon. Bu adam 97'liymiş!!! İnanılır gibi değil! Herkesten büyük gösterirken 97'li olması hem şaşırttı hem de yine bi yaşlı hissettirdi kendimi!

Bu karakteri çok sevdim, genelde böyle mysterious dövüşçü tipli tarihi karakterleri seviyorum. Ayrıca Sungkyunkwan Scandal dizisindeki şu karaktere çoook benzettim.

--------------------->


Diziyi genel olarak Sungkyunkwan Scandal dizisine benzettim aslında: 3 erkek arasında yaşayan erkek kılığındaki bir kız temasıyla... Yine pısırık kral ve onun adına ülkeyi daha güzel bir yere getirmek isteyen, serseri ve ilgisiz görünen ama araştırmacı ve azimli prens kısmıyla Shine or Go Crazy dizisinin aynısıydı. 

Görsel sonucu

Diziyi aynı anda pek çok diziye benzeterek izledim, ama benzettiğim o dizilerin hepsi bundan daha iyiydi sanki. O yüzden mi hevesim kaçtı, her seferinde 1 bölümden fazlasını izleyemedim bilmiyorum. Çünkü ciddi anlamda 2-3 günde dizi bitiren bi insanım ben yani. Bu kadar hevesle beklediğim ve başladığım bir dizinin 1 günde bitmesi gerekiyordu normalde.


İlk 4 bölüm aktı aslında, çok eğlenceliydi ama sonradan her şey sıkıcı bir hal almaya başladı. Beklediğim eğlence ve romantizmi asla bulamadım diyebilirim. Yani o mükemmel fragman bana çok büyük bir eğlence vaadetmişti ama bu ilk 4 bölüm sonra yok oldu. Son 2 bölüm yine biraz heyecan toparladı kendini, olayların çözülme kısmı ve sonu tüm diziye nazaran daha iyi diyebilirim. Ama ilk 4 ile son 2 arasında kalan bölümlerle ilgili ciddi sorunlarım ve soru işaretlerim var.

Görsel sonucu

Mesela dizinin başında harem ağaları içindeki muhabbetlerin(2 kafadar vardı ilk bölümlerde birden yok olup son bölümde çıktılar ortaya) daha esprili ve alt tondan ayrıca ilerleyen bir hikaye olacağını sandım, ama olmadı. Bir de prensesle alim arasındaki ilişkiden daha çok bahsedilmesi gerektiğini ama göz ardı edildiklerini düşündüm. 

Kralın istediği zaman herkesin kafasını as kes yapabiliyorken etrafındakilerden böyle korkması, yada bazen birilerinin kafasına göre hareket edebilmesi, yada suçu kanıtlanan kişilerin hala arsızca ortalıkta dolanabilmesi ... Bu gibi çelişkiler hemen her tarihi dizide gözüme batıyor benim. Yada mesela herhangi birisi prens yada kralın odasına girmeye çalışsa 'bilmemkim arzettiler, bilmemkim sizi görmek istiyor' diye bağıra çağıra duyurusu yapılırken bazen bi bakıyoruz odalar dinleniyor, gözetleniyor felan... Nasıl oluyor bu? Ay ben çok mu ince düşünüyorum?????


Neyse uzun lafın kısası Park Bo Gum'un gül yüzü ve senaryonun güzelliği üzerine izlenilebilecek bir dizi. Sonu da oldukça tatmin ediciydi. Ama ben senaryonun işleniliş şeklini pek beğenmedim. Gerçi reytinglere, hakkında yazılan yorumlara ve hayran kitlelerine bakılırsa dünya üzerinde bir tek ben varım sanırım beğenmeyen. O yüzden okuduğun yorumun tamamını ciddiye almayabilirsin sayın okur!

Not: Dizide adı geçen asi Hong Gyeong Nae gerçek tarihi bir karaktermiş. Bu çok hoşuma gitti açıkçası. Tarihi dizilerde yer alan gerçekçi detayları çok seviyorum. Size de bir ek bilgi olsun bu. 

En sona da dizi için beklentilerimi yükselten, her gün izlediğim ve hala bayıldığım fragmanı bir kez daha yerleştirmek istiyorum. 
Bana kalırsa bu kısacık fragman, 18 bölümlük dizinin tamamından daha güzel^^


Park Bo Gum'ın o gözlüklerini atıp çenesini havaya kaldırarak, hafif bir gülümsemeyle ve dudaklarını ısırarak dans edişi görmelere doyamayacağım bir sahne. Şarkı süper, adam süper, dans süper... Ben bundan neleeer neler beklemiştim oysa ki. Neyse, diziyi boşverin, fragmanı izlemeye devam!!!